1. isim , isim , isim , isim , Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık
1. Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin.
1. Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin.
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin
3. tarih , tarih , tarih , tarih , Gedik
Lisan : Arapça imtiyāz
Telaffuz : imtiya:zı