hüküm sürmek

Anlamı:

1. işbaşında olmak

Örnek:

1. Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer.

1. Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer.

2. yaygın olmak

Örnek:

1. Hüküm süren kanaat.

1. Hüküm süren kanaat.

3. etki, hız vb. sürmek, devam etmek

Örnek:

1. O yükseklerde fırtına, kar, tipi hüküm sürmekteydi.

1. O yükseklerde fırtına, kar, tipi hüküm sürmekteydi.