1. -e , -e , -e , -e , Egemenliği altında bulundurmak
2. Düşünme veya yargılama sonunda bir kanıya varmak
1. Gözlerimi açtığım zaman odamı loş görünce akşam olduğuna hükmettim.
1. Gözlerimi açtığım zaman odamı loş görünce akşam olduğuna hükmettim.
3. Aklına esmek
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimseye veya topluluğa sözünü geçirmek
1. Biri bu konuda damarına basınca endazeyi şaşırıyor, kendine hükmedemiyordu.
1. Biri bu konuda damarına basınca endazeyi şaşırıyor, kendine hükmedemiyordu.
Lisan : Arapça ḥukm + Türkçe etmek
Telaffuz : hü'kmetmek