hemen hemen
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çabucak
1. Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz.
1. Bugün yarın Kayseri'den haber gelir zaten. Hemen gideriz.
2. Aşağı yukarı
1. Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor.
1. Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor.
3. Yalnız, sadece
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok
1. Onun hemen yanında duran küçük kız başını önüne eğmiş, alt dudağını sarkıtmış, kırmızı ojeli parmaklarını kucağında kavuşturup taş kesilmişti.
1. Onun hemen yanında duran küçük kız başını önüne eğmiş, alt dudağını sarkıtmış, kırmızı ojeli parmaklarını kucağında kavuşturup taş kesilmişti.
Lisan : Farsça hemān