hazır beton, hazırcevap, hazır çorba, hazır değer, hazır giyim, hazır kahve, hazır kıta, hazırlop, hazır mama, hazır para, hazır yemek, hazır yiyici, hâlihazır
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya
1. Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor.
1. Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor.
2. Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş
1. Yemek hazır, buyurun.
1. Yemek hazır, buyurun.
3. Belirli bir biçimde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı
1. Hazır elbise. Hazır ayakkabı.
1. Hazır elbise. Hazır ayakkabı.
4. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir işi yapmak için gereken her şey tamamlanmış olarak
1. İçindeki her şeyle birlikte dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı.
1. İçindeki her şeyle birlikte dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı.
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Fırsattan yararlanarak
1. Hazır çıkmışken yağ ile pirinç alayım.
1. Hazır çıkmışken yağ ile pirinç alayım.
Lisan : Arapça ḥāżir