hayat adamı, hayatağacı, hayat arkadaşı, hayat boyu, hayat dersi, hayat dolu, hayat düzeyi, hayat felsefesi, hayat hikâyesi, hayat kadını, hayat kavgası, hayat mücadelesi, hayat okulu, hayat öpücüğü, hayat öyküsü, hayat pahalılığı, hayat seviyesi, hayat sigortası, hayat standardı, hayat şartları, hayat tarzı, abıhayat, bitkisel hayat, kaydıhayat, lüks hayat, ömrühayat, özel hayat, sosyal hayat, aile hayatı, bohem hayatı, cehennem hayatı, çalışma hayatı, gece hayatı, iş hayatı, komün hayatı, yazı hayatı
1. isim , isim , isim , isim , Canlı, sağ olma durumu
2. Yaşam
1. Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım.
1. Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım.
3. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı
1. Köy hayatı. Gece hayatı.
1. Köy hayatı. Gece hayatı.
4. Meslek
1. Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı.
1. Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı.
5. Geçim şartlarının bütünü
1. Hayatımı yazılarımla kazanırım.
1. Hayatımı yazılarımla kazanırım.
6. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma
1. Bu köyde hiç hayat yok.
1. Bu köyde hiç hayat yok.
7. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Yazgı
1. Hayat onları bir türlü birleştirmedi.
1. Hayat onları bir türlü birleştirmedi.
8. Yaşamayı sağlayan şartların bütünü
1. Ayda hayat yok.
1. Ayda hayat yok.
9. Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi
1. Atatürk'ün hayatı.
1. Atatürk'ün hayatı.
Lisan : Arapça ḥayāt
Telaffuz : haya:tı