havalename
1. isim , isim , isim , isim , Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme
1. Bütün belgelerin bakanlığa havalesi gerekiyor.
1. Bütün belgelerin bakanlığa havalesi gerekiyor.
2. Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para
1. Ay başında havaleyi postaneye yatırdım.
1. Ay başında havaleyi postaneye yatırdım.
3. Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename
4. tıp , tıp , tıp , tıp , Genellikle çocuklarda görülen, ateşli veya ateşsiz olan çırpınma nöbetleri
1. Yeşil kadifeden dikilmiş yarım baklava şeklinde muska çok ufakken üzerine gelen havaleden Fikret'i kurtarırmış.
1. Yeşil kadifeden dikilmiş yarım baklava şeklinde muska çok ufakken üzerine gelen havaleden Fikret'i kurtarırmış.
5. Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde veya duvar
1. Bu ufacık binayı bahçe ve bostan, ahır ve selamlık gibi müştemilatından birtakım duvarlar, bölmeler, havalelerle öyle bir ayırtmış...
1. Bu ufacık binayı bahçe ve bostan, ahır ve selamlık gibi müştemilatından birtakım duvarlar, bölmeler, havalelerle öyle bir ayırtmış...
6. Yüksek ve büyük bir görünüşü olma
Lisan : Arapça ḥavāle
Telaffuz : hava:le