1. çok özlemek
1. Ben dört sene onun hasretini çektim.
1. Ben dört sene onun hasretini çektim.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , gereksinim duyduğu şeyi elde edememenin üzüntüsü içinde bulunmak
1. Dünya, barışın hasretini çekiyor.
1. Dünya, barışın hasretini çekiyor.