hanedan

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Hükümdar, devlet büyüğü vb. bir kişiye dayanan soy, büyük aile

Örnek:

1. Hanedan prenslere dair başka hatıram yoktu.

1. Hanedan prenslere dair başka hatıram yoktu.

2. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Belli ve köklü bir soydan gelen, soylu

Örnek:

1. Bu benim dediklerim kalantor, zengin, elleri açık, hanedan kişilerdi.

1. Bu benim dediklerim kalantor, zengin, elleri açık, hanedan kişilerdi.

3. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Konuksever


Lisan : Farsça ḫānedān

Telaffuz : ha:neda:nı