1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kötü niyetli
1. Bürokrasinin haince kazıklarından birini yemiş olduğu hâlde böyle konuşabiliyordu.
1. Bürokrasinin haince kazıklarından birini yemiş olduğu hâlde böyle konuşabiliyordu.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (ha:i'nce) Hain bir biçimde, haincesine
1. Düşüncelerini hiç paylaşmadığı hâlde onun haince öldürülmesine isyan ediyordu.
1. Düşüncelerini hiç paylaşmadığı hâlde onun haince öldürülmesine isyan ediyordu.