haber ajansı, haber bülteni, haber bürosu, haber kaynağı, haber kipi, haber merkezi, haber stüdyosu, acı haber, ana haber sunucusu, atlatma haber, ilmühaber, kara haber, kötü haber, şişirme haber, yalan haber, tekmil haberi, doğum ilmühaberi, ikametgâh ilmühaberi, vefat ilmühaberi
1. isim , isim , isim , isim , Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık
1. Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi.
1. Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi.
2. İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi
1. Herkes sofraya oturmuş, bir yandan çorbalarını kaşıklayıp bir yandan da haberleri seyrediyordu.
1. Herkes sofraya oturmuş, bir yandan çorbalarını kaşıklayıp bir yandan da haberleri seyrediyordu.
3. Bilgi
1. Sanattan haberi yok.
1. Sanattan haberi yok.
4. eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Yüklem
Lisan : Arapça ḫaber