1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İyi yaşamış
1. Anadolu şoförlerinin birçoğunda ben böyle güngörmüş, hâline göre para yemiş eski kibarlar hâli gördüm.
1. Anadolu şoförlerinin birçoğunda ben böyle güngörmüş, hâline göre para yemiş eski kibarlar hâli gördüm.
2. Birçok hayat deneyimi bulunan (kimse)
1. Ayşe Hanım, güngörmüş, yaş yaşamış kadındır.
1. Ayşe Hanım, güngörmüş, yaş yaşamış kadındır.
Telaffuz : gü'ngörmüş