günah keçisi, yazık günah
1. isim , isim , isim , isim , Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
1. Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir.
1. Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir.
2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
1. Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır.
1. Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır.
3. Sorumluluk, vebal
1. Ben söyleyeyim de günah benden gitsin.
1. Ben söyleyeyim de günah benden gitsin.
4. Kabahat, hafif suç
1. Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür.
1. Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür.
Lisan : Farsça gunāh
Telaffuz : güna:hı