göz açıklığı, göz akı, göz alıcı, gözaltı, göz altı, göz aşısı, göz aşinalığı, göz bağcı, göz bağı, göz bankası, göz banyosu, göz bebeği, göz bilimi, göz boncuğu, gözdağı, gözdemiri, göz dikeği, göz dişi, göz doktoru, göz emeği, göz erimi, göz etçiği, gözevi, göz göz, göz göze, göz hakkı, göz hapsi, göz kadehi, göz kamaştırıcı, göz kapağı, göz kararı, göz kesesi, göz memesi, göz merceği, göz nuru, göz önü, göz pencere, göz pınarı, göz sevdası, göz taşı, gözyaşı, göz yoklaması, göz yuvarı, göz yuvası, göz zarı yangısı, göze göz, gözü aç, gözü açık, gözü bağlı, gözü dışarıda, gözü doymaz, gözü gönlü tok, gözü kapalı, gözü kara, gözü keskin, gözü pek, gözü sulu, gözü tok, gözü yolda, gözü yüksekte, açgöz, açıkgöz, aynagöz, camgöz, cam göz, cingöz, çekik göz, dört göz, eski göz ağrısı, gümüş göz, ilk göz ağrısı, karagöz, Karagöz, kem göz, kene göz, kötü göz, lokma göz, paragöz, patlak göz, petek göz, sarıgöz, sulu göz, süzgün göz, tepegöz, uyur göz, yalıngöz, yüz göz, balıkgözü, devegözü, horozgözü, kartalgözü, kedigözü, kemer gözü, koltuk gözü, koyungözü, kuşgözü, malın gözü, mandagözü, öküzgözü, palamar gözü, sığırgözü, torpido gözü, turnagözü, tütsü gözü, gündüz gözüyle, çıplak gözle, bu gözle, halkalı gözler, tepegözler
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Görme organı, basar
2. Bazı deyimlerde, görme ve bakma
1. Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin.
1. Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin.
3. Oda
1. Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu
1. Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu
4. Bakış, görüş
1. Bu sefer alacaklı gözüyle baktım.
1. Bu sefer alacaklı gözüyle baktım.
5. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
1. Asıl felaket bu pınara sırt çevirmek, bu pınarın gözlerine taş tıkamak değil de ne olurdu?
1. Asıl felaket bu pınara sırt çevirmek, bu pınarın gözlerine taş tıkamak değil de ne olurdu?
6. Delik, boşluk
1. İğnenin gözü.
1. İğnenin gözü.
2. Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır.
2. Köprünün gözleri karış karış kazılmıştır.
7. Çekmece
1. Masanın gözleri.
1. Masanın gözleri.
8. Terazi kefesi
9. Nazar
1. İnsanı gözle yiyip bitirirler.
1. İnsanı gözle yiyip bitirirler.
10. Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı
1. Gözden düşmek. Göze girmek.
1. Gözden düşmek. Göze girmek.
11. Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri
1. Göz aşısı.
1. Göz aşısı.
12. Bölüm, hane
1. Dama tahtasında altmış dört göz vardır.
1. Dama tahtasında altmış dört göz vardır.
13. Bazı yaraların uç bölümü
1. Çıbanın gözü.
1. Çıbanın gözü.