sözgötürmez, sugötürmez
1. -i , -i , -i , -i , Taşımak, ulaştırmak veya koymak
1. Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim.
1. Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim.
2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek
3. Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek
1. Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü.
1. Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü.
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Öldürmek
1. Hastalık çok insan götürdü.
1. Hastalık çok insan götürdü.
5. -e , -e , -e , -e , Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek
6. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek
1. Beni evime kadar götürdü.
1. Beni evime kadar götürdü.
7. -e , -e , -e , -e , Bir sonuca vardırmak
1. Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır.
1. Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır.
8. Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak
1. Eksiler artıları götürdü.
1. Eksiler artıları götürdü.
9. Herhangi bir yiyeceği tek başına ve hızlı bir biçimde yemek
10. argo , argo , argo , argo , Tümüyle sahip olmak
11. argo , argo , argo , argo , Haksız kazanç sağlamak, mal veya para sahibi olmak