gölgelenmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gölgeli duruma girmek

Örnek:

1. Cuma'nın yüzü gölgelenip alnı kırışıyor.

1. Cuma'nın yüzü gölgelenip alnı kırışıyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Buğulanmak

Örnek:

1. Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi.

1. Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerinin bilinmesi engellenmek

Örnek:

1. Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir.

1. Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir.