kaçgöç, kona göçe, göçerkonar, konargöçer
1. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Yerleşmek amacıyla mahalle, köy, şehir veya ülke değiştirmek
1. Selanik elden çıkınca ailesi İzmir'e göçmüştür.
1. Selanik elden çıkınca ailesi İzmir'e göçmüştür.
2. Bazı hayvanlar, sıcak iklimli ülkelere gitmek
3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çökmek
1. Eğer bir an önce bu işin önüne geçilmezse mendirek bu seneki lodoslarda bir kat daha göçecek.
1. Eğer bir an önce bu işin önüne geçilmezse mendirek bu seneki lodoslarda bir kat daha göçecek.
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ölmek
5. Oturmak
1. Masaların arasından geçerek localardan birine gider, göçerlerdi.
1. Masaların arasından geçerek localardan birine gider, göçerlerdi.