gizli celse, gizli cemiyet, gizli dernek, gizli dil, gizli din, gizli duruşma, gizli kapaklı, gizli oturum, gizli oy, gizli reklam, gizli servis, gizli sıtma, gizli şeker, gizli yama, çok gizli, gizliden gizliye
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı, mahfi
1. Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir.
1. Kanun, gizli eşyayı bulmaya mahsus bir fal kitabı değildir.
2. Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur, nihan
1. Sanırım babamla arasında gizli bir çekişme de yaşanıyordu.
1. Sanırım babamla arasında gizli bir çekişme de yaşanıyordu.
3. Niteliği anlaşılmayan, bilinmeyen
1. Gizli kuvvetler.
1. Gizli kuvvetler.
4. İlgili kişi veya makamlarca değerlendirilmesi amacıyla kurum içi veya kurumlar arası gönderilen yazının, belgenin, raporun ve yayınların taşıdığı gizlilik derecesini bildiren terim
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Saklı olarak, saklayarak
1. Mektubu senden gizli posta kutusuna attım.
1. Mektubu senden gizli posta kutusuna attım.