giymek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek

Örnek:

1. Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti.

1. Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek

Örnek:

1. Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi.

1. Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi.