1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz geniş
1. Birkaç hafta sonra Paris'ten genişçe bir zarf almıştım, içinden büyücek bir fotoğraf çıkmıştı.
1. Birkaç hafta sonra Paris'ten genişçe bir zarf almıştım, içinden büyücek bir fotoğraf çıkmıştı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Uzun uzun
1. Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü.
1. Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Bol bol