1. isim , isim , isim , isim , Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse
1. Bulunduğu yerin bir figüranlar ve artistler kahvesi olduğunun farkında bile değildi.
1. Bulunduğu yerin bir figüranlar ve artistler kahvesi olduğunun farkında bile değildi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir toplumda, bir toplulukta sönük, etkisiz olan kimse
1. Bize de sadece sıralarını bekleyen figüranlara resim çektirmek düştü.
1. Bize de sadece sıralarını bekleyen figüranlara resim çektirmek düştü.
Lisan : Fransızca figurant