1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , `Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek` anlamlarındaki faş etmek, `belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak` anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz
1. Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti.
1. Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti.
2. Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı.
2. Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı.
Lisan : Farsça fāş
Telaffuz : fa:ş