falan festekiz, falan feşmekân, falan fıstık, falan filan, filan falan
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan
1. Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.
1. Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.
2. isim , isim , isim , isim , Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek `ve benzerleri` anlamında kullanılan bir söz
1. Hiç heyecan falan göstermiyor.
1. Hiç heyecan falan göstermiyor.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime
1. Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.
1. Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.
Lisan : Arapça fulān