eser miktarda, esericedit, başeser, edebî eser, neveser, şaheser, tarihî eser, yazma eser, sanat eseri, saz eseri, tesadüf eseri, eski eserler
1. isim , isim , isim , isim , Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
1. Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir.
1. Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir.
2. Yayın, kitap, yapıt
1. Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak.
1. Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak.
3. İz, işaret, im
1. Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu.
1. Yüzünde biraz önceki elemden, kızgınlıktan, çaresizlikten eser yoktu.
4. Soyut kavramlarda belirti
1. Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik?
1. Acaba, bir yolunu bulup bir talih eseri olarak gidemez miydik?
Lisan : Arapça es̱er