1. -i , -i , -i , -i , Dudak, dil ve soluk yardımıyla bir şeyi içine çekmek, somurmak
1. Çanağımdaki köpüklü sütü emer gibi içeceğim.
1. Çanağımdaki köpüklü sütü emer gibi içeceğim.
2. Tükürük yardımıyla eriterek içine çekmek
1. Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum.
1. Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum.
3. fizik , fizik , fizik , fizik , Soğurmak
1. Toprak suyu emdi.
1. Toprak suyu emdi.
4. argo , argo , argo , argo , Uzun süre yararlanmak