eğlenmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Neşeli, hoşça vakit geçirmek

Örnek:

1. Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları.

1. Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları.

2. -le , -le , -le , -le , Bir kimsenin herhangi bir kusuru veya zayıf noktası ile alay etmek

Örnek:

1. Yalnız bunları sordu ve inan ki benimle eğlendi.

1. Yalnız bunları sordu ve inan ki benimle eğlendi.

3. Bir yerde durmak, beklemek, tevakkuf etmek

Örnek:

1. Yemen'e gönderilirken Beyrut'ta bir hafta eğlenmiş hem şehri görmüş hem de Cebel köylerinde gezintiler yapmıştı.

1. Yemen'e gönderilirken Beyrut'ta bir hafta eğlenmiş hem şehri görmüş hem de Cebel köylerinde gezintiler yapmıştı.

4. Oyalanmak