doğrulmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eğik veya eğri bir şey, düz bir duruma gelmek

2. Oturan veya yatan bir kimse toparlanmak, dik bir duruma gelmek

Örnek:

1. Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu.

1. Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu.

3. -e , -e , -e , -e , Yönelmek

Örnek:

1. Çocuk hızlı, paytak adımlarla parkın kapısına doğruldu.

1. Çocuk hızlı, paytak adımlarla parkın kapısına doğruldu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeniden güçlenmek, kalkınmak

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Para sağlanmak, kazanılmak

Örnek:

1. Nasıl, gündelik doğruldu mu?

1. Nasıl, gündelik doğruldu mu?