dizmek

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek

Örnek:

1. Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı.

1. Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı.

2. Yan yana veya üst üste sıralamak

Örnek:

1. Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu.

1. Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu.

3. Harfleri yan yana getirerek yazı düzenlemek

4. Düzenlemek, hazırlamak

Örnek:

1. Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti.

1. Daha önce kahvaltıyı gül motifli, basma örtülü küçük masaya dizmişti.