dışarıdan evlenme, gözü dışarıda
1. isim , isim , isim , isim , Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı
1. Dışarıda karlar erimeye başlamış.
1. Dışarıda karlar erimeye başlamış.
2. Kişinin konutundan ayrı olan yer
1. Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı.
1. Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı.
3. Yurt dışı
1. Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az kalsın birleşecek kadar sıkı fıkı idik.
1. Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az kalsın birleşecek kadar sıkı fıkı idik.
4. zarf , zarf , zarf , zarf , Dışa, dış çevreye
1. Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı.
1. Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı.