dirsek dirseğe, dirsek kemiği, dirsek teması, çift dirsek, itdirseği, tenisçi dirseği
1. isim , isim , isim , isim , Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı
2. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm
1. Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş.
1. Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş.
3. Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası
1. Bu iki boruyu bir dirsekle birbirine bağlamalı.
1. Bu iki boruyu bir dirsekle birbirine bağlamalı.
4. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas
1. Elini, oturduğu koltuğun dirsek yerine vurunca ben kalktım.
1. Elini, oturduğu koltuğun dirsek yerine vurunca ben kalktım.