1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , El veya sözle birbirini hırpalamak
1. Anlaşmazlıktan, didişmekten, küçümsemekten, düşman olmaktan hoşlanmadıklarına inanıyordu.
1. Anlaşmazlıktan, didişmekten, küçümsemekten, düşman olmaktan hoşlanmadıklarına inanıyordu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Geçimini sağlamak amacıyla güç şartlarda çalışmak, uğraşmak
1. Bir lokma kuru ekmek için sabahtan akşama kadar didişen zavallıların hâlini meraklı bir roman gibi dinliyor.
1. Bir lokma kuru ekmek için sabahtan akşama kadar didişen zavallıların hâlini meraklı bir roman gibi dinliyor.