didiklemek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çekiştirerek veya ısırarak parçalamak, gagalamak

Örnek:

1. Kuş, sanki öfkesini alamamış gibi gagasıyla yılanı didikliyor sanılırdı.

1. Kuş, sanki öfkesini alamamış gibi gagasıyla yılanı didikliyor sanılırdı.

2. Bir yerin veya bir şeyin içindeki eşyayı karıştırarak aramak, araştırmak

Örnek:

1. Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim.

1. Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konuyu bütün ayrıntılarıyla gözden geçirmek, iyice araştırmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Huzursuzluk vermek, sıkıntıya sokmak