1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dendiği hâlde
1. Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı.
1. Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı.
2. Tam o sırada
1. Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı.
1. Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı.
3. ... diye düşünürken
1. Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik.
1. Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik.
4. Hemen sonrasında
1. Önce maddi kısıtlamalar yüzünden deneyler durdurulmuş, derken pek çok kişi işten çıkarılmıştı.
1. Önce maddi kısıtlamalar yüzünden deneyler durdurulmuş, derken pek çok kişi işten çıkarılmıştı.