derinleşmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Derin duruma gelmek

Örnek:

1. Akşamları derinleşen duygularım vakarlı ve içli lisanıyla konuşmaya başlardı.

1. Akşamları derinleşen duygularım vakarlı ve içli lisanıyla konuşmaya başlardı.

2. Ses kaynağı uzaklaşarak az duyulur duruma gelmek

Örnek:

1. Şimdi uzaklaşan yörük hayvanlarının derinleşen çıngırak seslerini işitiyor.

1. Şimdi uzaklaşan yörük hayvanlarının derinleşen çıngırak seslerini işitiyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konuda köklü, sağlam bilgi edinmek, bilgisini genişletmek