delişmen

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zıpır

Örnek:

1. Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan.

1. Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan.

2. Güçlü, hareketli, sağlam yapılı

Örnek:

1. Çok heyecanlı, uyanık, sözünü sakınmaz, biraz da delişmen bir insan olduğu için Deli Murat derler.

1. Çok heyecanlı, uyanık, sözünü sakınmaz, biraz da delişmen bir insan olduğu için Deli Murat derler.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çılgın, hercai

Örnek:

1. Gönüllerini tutuşturan delişmen duygularını donduran buz gibi bir havayla dönmüşlerdi.

1. Gönüllerini tutuşturan delişmen duygularını donduran buz gibi bir havayla dönmüşlerdi.