1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dar duruma gelmek, küçülmek
1. İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi.
1. İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi.
2. Azalmak
1. Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış.
1. Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış.
3. Zayıflamak
1. Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi.
1. Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçleşmek, zorlaşmak
1. Geçimi daraldı.
1. Geçimi daraldı.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkışmak
1. Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu.
1. Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başı dara gelmek, bunalmak