damlamak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Damla durumunda tane tane düşmek

Örnek:

1. Yüzüne bir yerden su damlıyordu.

1. Yüzüne bir yerden su damlıyordu.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İçindekini damla damla akıtmak

Örnek:

1. Musluk damlıyor.

1. Musluk damlıyor.

3. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Bir yere çağrılmadan, çekinmeden gitmek, çıkagelmek

Örnek:

1. Herkes yattıktan sonra şu fıstık ağacının altına damla.

1. Herkes yattıktan sonra şu fıstık ağacının altına damla.