dam aktarma, dam altı, dam koruğu, ısıdam, aş damı, domuzdamı, öküz damı
1. isim , isim , isim , isim , Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm
1. Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu.
1. Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu.
2. Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi
1. Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti.
1. Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti.
3. argo , argo , argo , argo , Tutukevi
4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ahır
1. At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı.
1. At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı.