bir çuval dolusu
1. isim , isim , isim , isim , Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba
1. Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular.
1. Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu torbanın alabileceği miktarda olan
1. Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı.
1. Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı.
Lisan : Farsça cuvāl