coşku

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu

Örnek:

1. Valinin hızı ve coşkusu, yanındakilere de bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet ediyordu.

1. Valinin hızı ve coşkusu, yanındakilere de bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet ediyordu.

2. Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan

Örnek:

1. Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu.

1. Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu.

3. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu

4. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan