1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Acı ile debelenmek
1. Bir oltanın iğnesinde çırpınan bir balık.
1. Bir oltanın iğnesinde çırpınan bir balık.
2. Kaslar birdenbire kendiliğinden ve düzensiz bir biçimde kımıldamak, ihtilaç etmek
3. Ses çıkararak hafifçe dalgalanmak
1. Bayrakları arzularımla çırpınan gemiler bir gün sırtlayıp beni götürdüler.
1. Bayrakları arzularımla çırpınan gemiler bir gün sırtlayıp beni götürdüler.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ne yapacağını şaşırmış bir durumda üzülmek ve telaşlanmak
1. Beğeniyor musun şu yaptıklarını, ne olacak şimdi, ne yapacağız diye çırpınıyordu.
1. Beğeniyor musun şu yaptıklarını, ne olacak şimdi, ne yapacağız diye çırpınıyordu.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirebilmek için aşırı derecede çaba harcamak
1. O onurlu ve soğukkanlı adam, gözlerini açarak daha çok şey öğrenmek için çırpınıyordu.
1. O onurlu ve soğukkanlı adam, gözlerini açarak daha çok şey öğrenmek için çırpınıyordu.