çiğnemek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ağza alınan bir şeyi dişler arasında ezmek, öğütmek

Örnek:

1. Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor.

1. Gözlerine uyku denilen şey girmiyor, çiğnediği lokma boğazından inmiyor.

2. Ayağı veya tekerleği altına alarak ezmek

Örnek:

1. Bunlara dalgın bakarken öteden gelen bir araba onu çiğneyecekti.

1. Bunlara dalgın bakarken öteden gelen bir araba onu çiğneyecekti.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sayılması gereken bir şeyi saymamak, itibar etmemek, ayaklar altına almak

Örnek:

1. Bunu yapmamak, insanlığın mukaddes mirasını çiğnemek değil, kendi hayatımı da inkâr etmek olacaktı.

1. Bunu yapmamak, insanlığın mukaddes mirasını çiğnemek değil, kendi hayatımı da inkâr etmek olacaktı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Egemenliği altına almak, hükmetmek

Örnek:

1. On iki milyonluk bir milleti çiğnemek sevdasına kapıldı.

1. On iki milyonluk bir milleti çiğnemek sevdasına kapıldı.