1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çiçek açmak, çiçek vermek, çiçekli duruma gelmek
1. Yaz erken gelmiş, mart içinde bütün ağaçlar çiçeklenmişti.
1. Yaz erken gelmiş, mart içinde bütün ağaçlar çiçeklenmişti.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gelişmeye başlamak
1. Böyle bir sav, hele yazın biliminin bunca çiçeklendiği çağımızda, kolay savunulamaz.
1. Böyle bir sav, hele yazın biliminin bunca çiçeklendiği çağımızda, kolay savunulamaz.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tazelenmek, gençleşmek
1. Seher vakti kalkan kervan / İniler de zarılanır / Bir güzele düşen gönül / Çiçeklenir, korulanır
1. Seher vakti kalkan kervan / İniler de zarılanır / Bir güzele düşen gönül / Çiçeklenir, korulanır