ceza


İlgili Kelimeler:

ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım

Örnek:

1. O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum.

1. O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum.

2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım

Örnek:

1. Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış.

1. Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış.


Lisan : Arapça cezāʾ

Telaffuz : ceza: