çevir sesi, çevir sinyali, evire çevire
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin yönünü değiştirmek
1. Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi.
1. Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi.
2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
1. Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu.
1. Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu.
3. Döndürerek hareket ettirmek
1. Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi.
1. Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi.
4. Yönetmek, idare etmek
1. Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor.
1. Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor.
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Durdurmak
1. Taksi çevirmek.
1. Taksi çevirmek.
6. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
1. Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü.
1. Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü.
7. Geri göndermek
1. Kendisine yollanan parayı çevirmiş.
1. Kendisine yollanan parayı çevirmiş.
8. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
9. Çevrilemek, tevil etmek
1. Sözü işine geldiği gibi çevirdi.
1. Sözü işine geldiği gibi çevirdi.
10. -den , -den , -den , -den , Çeviri yapmak
1. Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş.
1. Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş.
11. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
1. Bağı duvarla çevirmek.
1. Bağı duvarla çevirmek.
12. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
1. Evlerini otele çevirdiler.
1. Evlerini otele çevirdiler.
13. -e , -e , -den , -den , -e , -e , -den , -den , Bir durumdan başka duruma geçmek
14. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kâğıt oyunu oynamak
15. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşlemek, yapmak
1. Yine ne işler çeviriyorsun bakayım.
1. Yine ne işler çeviriyorsun bakayım.