çeşit çeşit, çeşitkenar, envaiçeşit
1. isim , isim , isim , isim , Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, makule, nev
1. Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur.
1. Güçlüğün hiçbir çeşidinden yılmamak, dil arıtıcısı olmanın vazgeçilmez bir koşuludur.
2. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Türlü
1. Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir.
1. Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir.
Lisan : Farsça çeşīd