cep defteri, cep faresi, cep feneri, cep harçlığı, cep kitabı, cep saati, cep sözlüğü, cep takvimi, cep telefonu, cep televizyonu, iç cep, yalancı cep, cebi delik, kitap cebi, saat cebi, sığınma cebi, canı cebinde
1. isim , isim , isim , isim , Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış parça
1. Bayramın her günü gelirler, ellerini ceplerine sokarak dolaşırlardı.
1. Bayramın her günü gelirler, ellerini ceplerine sokarak dolaşırlardı.
2. Trafiği kolaylaştırmak, araçların durabilmesine olanak sağlamak için yaya kaldırımları veya şehirler arası yolların kenarlarında bulunan taşıt yanaşma yeri
3. Cep telefonu
1. Seninle yarın cepten konuşuruz.
1. Seninle yarın cepten konuşuruz.
4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik durum, çökertme
5. spor , spor , spor , spor , Otomobil yarışlarında arabalarının yarışa başladıkları nokta
Lisan : Arapça ceyb