1. isim , isim , isim , isim , Sert bir şey kırılırken, yanarken, yerinden sökülürken veya sıkıştırılırken çıkan ses, çatır çutur
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belli belirsiz, anlaşılmayan
3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Güçlük çekmeden
1. İngilizceyi çatır çatır konuşuyor.
1. İngilizceyi çatır çatır konuşuyor.
4. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Zor kullanarak, baskı yaparak
1. Alacağımı çatır çatır alırım.
1. Alacağımı çatır çatır alırım.
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Kuvvetli, sert bir biçimde
1. Kavrayamadıkları için de sırtlarındaki koltukları indirip çatır çatır tartışmaya başladılar.
1. Kavrayamadıkları için de sırtlarındaki koltukları indirip çatır çatır tartışmaya başladılar.