çarpıtmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çarpık duruma getirmek

Örnek:

1. Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur.

1. Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yanlışa ve kötü duruma götürmek

Örnek:

1. Örnek tutarlı olmazsa kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır

1. Örnek tutarlı olmazsa kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerçek anlamından saptırmak