çarpılmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çarpma işine konu olmak

Örnek:

1. Edepsiz herif en şiddetli ceza hangisi ise ona çarpılacaktır.

1. Edepsiz herif en şiddetli ceza hangisi ise ona çarpılacaktır.

2. -e , -e , -e , -e , Çarpık duruma gelmek

Örnek:

1. Yüzü acıyla çarpılmış, bana doğru dönmeye çalışıyor.

1. Yüzü acıyla çarpılmış, bana doğru dönmeye çalışıyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yankesici tarafından eşyaları el çabukluğuyla çalınmak, soyulmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aldatılmak

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çekiciliğine kapılmak, etkilenmek

Örnek:

1. Bir bakış, bir gülüşle çarpılmak işten değil.

1. Bir bakış, bir gülüşle çarpılmak işten değil.

6. argo , argo , argo , argo , Bir şeye ederinden fazla para ödemek